30 Eylül 2020 Çarşamba

Burun tıkanıklığı için bu önerilere kulak verin!

Burun tıkanıklığı nedenleri nelerdir? Burun tıkanıklığı tedavisi nasıldır? Burun tıkanıklığına çözüm nedir?



Burun tıkanıklığı nedenleri nelerdir? Burun tıkanıklığı tedavisi nasıldır? Burun tıkanıklığına çözüm nedir?
Nefes demek hayat demektir ancak burnunuz tıkalıysa nefes almak işkenceye dönüşebilir. Hava sıcaklıklarının düşmeye başlaması ile birlikte burun tıkanıklığı ve buna eşlik eden şikayetlerde de artış gözlemleniyor. Soğuyan havaların dışında, sık rastlanılan burun tıkanıklığı şikayetinin nedenleri arasında burun kıkırdak ve kemiğindeki eğrilikler; burun eti büyümeleri, alerji, kronik sinüzit gibi faktörler bulunuyor. 
 
Memorial Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü'nden Op. Dr. Ozan Gökdoğan, havaların soğumaya başladığı bu dönemde artan burun tıkanıklığı sorunu ve tedavisi ile ilgili bilgi verdi.
 
Burun tıkanıklığı sıklıkla görülen ve hayat kalitesini ciddi oranda etkileyen bir durumdur. Vücut normal şartlar altında burundan nefes almaya göre planlanmıştır. Burun herhangi bir nedenle tıkandığı zaman vücut bu durumu ağız solunumu ile dengelemeye çalışır. Ağız solunumu alt solunum yolları için çok istenen bir solunum şekli değildir. Burun tıkanıklığı burun yapılarında görülen anatomik problemlere veya burun içindeki dokularda şişliğe yol açacak iltihaplara bağlı oluşabilmektedir.
 
Burun tıkanıklığının nedenleri nelerdir?
 
Burun orta bölmesi yani nazal septum burnu ortadan ikiye ayırmaktadır ve ön kısmı kıkırdak arka kısmı ise kemikten oluşmaktadır. Burun orta bölmesinde eğrilik oranı çok yüksek oranda gözlenmektedir, ancak bu eğrilik her insanda burun tıkanıklığına neden olmayabilir.

 
Burun içinde bu bölmenin her iki tarafında aldığımız havayı ısıtan ve nemlendiren ve burun içi konka olarak adlandırılan yapılar bulunmaktadır. Bu yapılar burun eğriliğine bağlı olarak büyüyebileceği gibi burun orta bölmesinde eğrilik olmadan alerji, hava değişimi gibi nedenlerle büyümeye neden olabilir.

 
Kronik sinüzit zemininde gelişmiş polipler de burun tıkanıklığına neden olabilir.

 
Burun arka kısmında bulunan ve ergenlik sonrası dönemde sıklıkla etkisini kaybeden geniz eti çok büyüdüğü durumlarda burun tıkanıklığına neden olabilir.

 
Nadiren burun ve sinüs kaynaklı iyi veya kötü huylu tümörler de burun tıkanıklığına neden olabilir.

 
Burun tıkanıklığını önlemenin yolları nelerdir?
Alerjenlerden uzak durun,
Tuzlu sularla burun ve sinüslerinizi yıkayın,
Bulunduğunuz ortamı nemlendirin,
Burnunuzu uyku öncesi temizleyin,
Bol miktarda su için,
Sigaradan uzak durun,
Mevcut duruma göre doktor kontrolünde bazı ilaç ve spreyler kullanılabilir.

 
Burun tıkanıklığı nasıl tedavi edilir?
 
Burun tıkanıklığına yönelik cerrahi tedaviler:
Septoplasti: Eğer burun orta bölmesindeki eğrilik, burun tıkanıklığına neden oluyorsa bu yöntem önerilmektedir. Bu işlem sıklıkla burun içinden yapılmaktadır ancak eğrilik çok önde veya çok üstteyse açık teknik müdahaleler gerekebilir. Normal şartlarda burun orta bölmesi için yapılan müdahalelerde burun şeklinde bir değişiklik olmamaktadır. Bazen septoplasti ile beraber rinoplasti müdahaleri de yapılmaktadır. Bu müdahaleler genellikle estetik kaygılar için yapılsa da, bazen kıkırdaktaki eğriliği düzeltmek için kemikteki eğrilikleri düzeltmek gerektiğinden bu amaçla da bu iki müdahale beraber yapılabilmektedir. Ameliyat sonrası doktorun tercihine göre tampon konulabilir veya konulmayabilir. Tamponlar da teknoloji ile birlikte gelişmiş durumdadır, etraf dokulara yapışarak çıkartma işlemi sırasında hastalarda ciddi rahatsızlıklara neden olabilen tamponlar günümüzde artık kullanılmamaktadır.
 
Konka müdahaleleri: Burun içinde konkalar, aldığımız havayı ısıtıp nemlendirdikleri için normal sağlıklı nefes almanın bir parçasıdır. Bu yüzden bu yapılar çok büyüdüğünde bunların çıkarılması yerine küçültülmesi işlemleri uygulanmaktadır. Bu işlem için çok fazla çeşit uygulama mevcuttur. Bunlar arasında; radyofrekans ile küçültme, ultrasonik aspirasyon, mikrobrider ile küçültme gibi yöntemler sıklıkla uygulanmaktadır. Bu işlemlerdeki temel amaç, normal fonksiyonlarını yapan ancak en küçük boyutta olacak şekilde kalan konka yaratmaktadır. Bu müdahalelerin temel riski konka yapısında tekrar büyümelerin oluşabilmesidir. Bu müdahalelerin sonrasında genellikle tampon kullanılmamaktadır.
 
Endoskopik sinüs cerrahisi: Özellikle kronik sinüzit vakalarında kullanılmakta ve hayat kalitesini ciddi oranda artırmaktadır.
 
Adenoidektomi: Büyümüş geniz etlerinin alınması işlemidir. Bu durum sıklıkla çocuklarda gözlenmekle beraber bazen erişkinlerde de ortaya çıkabilmektedir. Geniz etinin alınması ağızdan damak yukarı kaldırılarak yapılmaktadır. Klasik kazıma yönteminin yanında plazma yöntemi de son zamanlarda sıklıkla kullanılmaktadır. Erişkinlerde gözlenen geniz eti bazen nazofarenks kanseri ile ilişkili olabileceğinden bu hastalarda mutlaka histopatolojik inceleme yapılmalıdır.
 

 
Burun tıkanıklığı yapan 7 neden!
Acıbadem Altunizade Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Topdağ, burun tıkanmasına yol açan nedenleri anlattı, önemli önerilerde bulundu.
 
1-Burunda kemik ya da kıkırdak eğriliği
Burun tıkanmasında yapısal etkenlerin erişkinlerde görülen en sık nedeni, burun kemiği ve kıkırdak eğriliği oluyor. Genellikle de geçirilen herhangi bir kaza sonucu oluşuyor. Ayrıca yenidoğan bebeklerde de doğum sırasında burun zedelenebiliyor. Bu nedenle burun deformiteleri ve septum deviasyonları çok sık görülüyor. Eğer bu durum nefes almayı güçleştirirse cerrahi olarak tedavi edilebiliyor.
 
2-Burun eti
Burnumuzun içinde "konka" adı verilen etler bulunuyor. Bu etlerin görevi burundan geçen havayı soğuksa ısıtmak, sıcaksa soğutmak, kuruysa nemlendirmek. Konkalar, burnun normal işleyişine göre bazen büyüyüp bazen de küçülüyorlar. Burun tıkanıklığı yapacak kadar büyümeleri genellikle alerjik veya iltihabi sebeplere bağlı olarak gelişiyor. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Murat Topdağ burun eti kaynaklı tıkanmalarda, konkaların küçülmesi için başlangıçta ilaç tedavisi uygulandığını belirterek, "Alerjiye bağlı konka büyümelerinde alerjinin tedavisi konkanın küçülmesini sağlayabiliyor. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda ise ameliyat gerekebiliyor" diyor.
 
3-Enfeksiyon
Soğuk algınlığı virüsler tarafından oluşturulan bir hastalık. Soğuk algınlığında burun mukozaları ödemleniyor ve sıvı salgılaması artıyor. Virüs enfeksiyonları sırasında burnun ve sinüslerin bakteri enfeksiyonlarına olan direnci azalıyor. Burun akıntısı berrak görünümünden sarı veya yeşile dönerse bu bakteriyel enfeksiyona işaret ediyor ve mutlaka doktora başvurulması gerekiyor. Kronik sinüs enfeksiyonlarında ağrı gelişmeyebiliyor. Fakat burun tıkanıklığı ve burun akıntısı sürekli devam ediyor. Bazı hastalarda sinüslerden polip denilen yapılar gelişiyor. Hastalık aşağı havayollarına da yayılarak kronik öksürük, bronşit ve astıma neden olabiliyor. Akut sinüzit genellikle antibiyotik tedavisine cevap veriyor, kronik sinüzitte ise çözüm çoğunlukla cerrahi tedavi oluyor.
 
4-Alerjik rinit
Alerji, bağışıklık sistemimizin polen, ev tozu akarı, hayvan tüyleri ve bazı besinler gibi yabancı bir maddeyi vücudumuz için tehlikeli bir madde gibi algılayarak aşırı reaksiyon göstermesi nedeniyle oluşuyor. Alerjiye hedef olan önemli organlardan biri ise burundur. Alerjik reaksiyon sonucunda burun tıkanıklığı, peş peşe hapşırma ve burun akıntısı oluşuyor. Polenler ilkbaharda ve sonbaharda sorun oluştururken, ev tozu ise bütün bir yıl boyunca rahatsız edebiliyor. Alerjik rinit için en ideal tedavi, mümkünse şikayetlere neden olan etkenlerden uzak durmak. Çeşitli medikal tedavilerle hastada görülen yakınmaları büyük oranda tedavi etmek mümkün olabiliyor.
 
5-Vazomotor rinit
Burundaki kan damarlarıyla ilgili burun tıkanıklığı sebebidir. Alerji, enfeksiyonlar ve bunlara bağlı nedenler, burun damarlarının genişlemesine ve vazomotor rinite yol açabiliyor. Bunların yanı sıra stres, tiroit fonksiyonlarında yetersizlik, hamilelik, bazı tansiyon ilaçları, doğum kontrol hapları ve bazı burun açıcı damlalarının aşırı ve uzun süre kullanımı diğer sebepler arasında yer alıyor. Medikal tedaviden sonuç alınamayan durumlarda cerrahi seçenekler düşünülebiliyor.
 
6-Tümörler
Burnun içerisinde bulunan tümörler, acil olarak tedavi uygulanması gereken ve ciddi burun tıkanıklıkları yaratan durumları oluşturuyor. Daha önce burun tıkanıklığı şikayetleri olmayan, herhangi bir enfeksiyon ya da travma öyküsü bulunmayan kişilerde, sonradan ortaya çıkan, özellikle tek taraflı burun tıkanıklıklarında ve tek taraflı tekrarlayan burun kanaması durumlarında bir an önce hekime başvurmak çok önemli. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Murat Topdağ öncelikle endoskopik muayene ve ileri görüntüleme yöntemleriyle ve gerekli görüldüğünde yapılan biyopsi ile kesin tanıya ulaşılarak gerekli tedavilerin hızlıca uygulanması gerektiği uyarısında bulunuyor.
 
7-Çocuklarda en sık görülen nedeni: Geniz eti
Doç. Dr. Murat Topdağ çocukluk çağı burun tıkanıklıklarının neredeyse tamamının halk arasında "geniz eti" diye de tabir edilen adenoid dokularının büyümesinden kaynaklandığını belirtiyor. Geniz eti dokusu normalde her çocukta bulunan, 2 yaş civarı büyümeye başlayıp 7-8 yaş sonrasında küçülme sürecine giren ve 12-14 yaşına gelindiğinde kaybolan bir lenfoid yapı. Geniz eti büyük olan çocuklar geceleri sesli nefes alıyor, hatta horluyorlar. Bunun yanı sıra bu çocuklar sürekli olarak ağızlarından nefes almak zorunda kalıyorlar. Geniz eti nedeniyle burun tıkanıklığı sorunu yaşayan çocuklarda yüz kemiklerinin gelişiminde bozulma, sık üst solunum yolu enfeksiyonları ve orta kulak enfeksiyonları gibi problemler de gelişebiliyor. Oluşan bu problemlerin yıl içerisinde çok sık tekrar etmesi ve kronikleşmesi durumunda geniz etinin cerrahi olarak alınması gerekebiliyor.
 

 
Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Coşkun Şanverdi konu hakkında bilgiler verdi.
 
Geceleri ağızdan nefes almak horlamaya neden olmaktadır, uykuda solunumun durması (uyku apnesi), uyku problemleri, yorgunluk, gün içerisinde uyuklama, konsantrasyon bozuklukları bunlardan sadece birkaçıdır. Op. Dr. Coşkun Şanverdi, "Burun tıkanıklığı sonucu ağızdan nefes alındığında dışarıdan gelen hava süzülmeden direk içerisindeki yabancı maddelerle birlikte akciğere gitmektedir. Bu hava soğuk olursa akciğerleri üşütür. Tozlu hava boğazı tahriş eder. Kuru hava ise akciğeri ve solunum yollarını kurutabilir" diye belirtiyor. Burun tıkanıklığı sonucunda ağızdan alınan nefes, dudakların kurumasına ve çatlamasına, dişetlerinde gerilmelere, dilde kuruluğa neden olur. Bunun sonucunda kronik faranjit ortaya çıkabilir. Burun tıkanıklığı tedavi edilmediği durumda zamanla bronşit ve akciğerlerde başka sorunlara yol açabilir.
 
Burun kıkırdak ve kemiğindeki eğrilikler, burun eti büyümeleri, alerji, kronik sinüzit hastalığı ameliyat ile düzeltilebilmekte ve hastaların korktuğu gibi tampon sorunu yaşanmamaktadır. Duruma göre ya tampon konulmamakta, ya da gerektiğinde, son yıllarda çokça üretilen özel, konforlu tamponlar kullanılmaktadır. Gelişen teknoloji ve geliştirilen yeni yöntemler ile hastaların konforu artmaktadır, bu yüzden  hastaların şikayetlerini ciddiye alıp, tedaviden kaçmamalarında fayda vardır. Op. Dr. Coşkun Şanverdi, kronik sinüzit ameliyatlarının, endoskopik olarak veya balon yöntemiyle yapılabildiğini ve tedavi sonrasında hastaların çok çabuk toparlayıp rutin hayatlarına dönebileceklerini vurguluyor.
 

 
Tıkalı burnu açmanın doğal yolları
 
Suna Dumankaya, tıkanan burunlarınızı açmanız için önerilerde bulunuyor...
 
Burnum tıkanık. Burun spreyi kullanmaktan hoşlanmıyorum. Burnumun açılmasını nasıl sağlarım?
Yasemin S./Çanakkale
 
Cevap:

1 bardak suya 1 çay kaşığı tuz ekleyin. Bu tuzlu suyu burnunuza çekerek rahatlayabilirsiniz. Ayrıca doktora gitmeyi de ihmal etmeyin.
 



87b4a4467fc742bab6d019373daafa8a

23 Eylül 2020 Çarşamba

Lenfoma kanseri nedir?

"Lenfoma belirtileri nelerdir? Lenfoma türleri nelerdir? Lenfoma tanısı nasıl konur? Lenfoma tedavisi nasıl olur?" Lenfoma hakkında bilinmesi gerekenler...



"Lenfoma belirtileri nelerdir? Lenfoma türleri nelerdir? Lenfoma tanısı nasıl konur? Lenfoma tedavisi nasıl olur?" Lenfoma hakkında bilinmesi gerekenler...
Vücudumuzun en önemli savunma mekanizmalarından biri, hiç kuşkusuz, bağışıklık sistemimizin önemli bir parçası lenf bezlerimizde ve kemik iliğimizde olan lenfositlerdir. Ancak lenf bezlerimiz vücudumuzu hastalıklara karşı korurken bazı durumlarda kansere dönüşebiliyor. Lenf sisteminde gelişen kanserlere de 'lenfoma' deniyor. Lenfoma aslında sadece lenf bezleriyle sınırlı kalmayan, vücudumuzun birçok organında görülebilen bir hastalık. Toplumda lenfomanın tedavi edilemediği şeklinde bir kanı olduğu için adını duymak bile insanı korkutmaya yetiyor.
 
Acıbadem Maslak Hastanesi Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner , lenfoma hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
 
Lenfomanın belirtileri nelerdir?
Lenfoma pek çok belirti ile kendini gösterebiliyor. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner bu hastalığın en önemli 5 belirtisini şöyle sıralıyor:
 
Lenf bezlerinde büyüyen şişlik: Lenfomada ilk şikayet genellikle ağrısız bir şişliğin fark edilmesi oluyor. Enfeksiyon olmadan, vücudun herhangi bir yerinde, özellikle de boyun, koltuk altı ve kasıktaki lenf bezlerinde oluşan şişlikler lenf bezi tümörüne işaret edebiliyor. Bu şişlikler genellikle yüzeysel oluyor ve ağrısız seyrediyor.
 
İstem dışı ve hızlı kilo kaybı: Herhangi bir sebebi olmadan, son 6 ayda toplam kilonun yüzde 10'unun veya daha fazlasının kaybı da lenfomanın önemli bulguları arasında yer alıyor.
 
Gece terlemeleri: Yaz mevsiminde, özellikle sıcak havalarda geceleri terlemek olağan bir durum. Ancak ortam sıcak olmamasına rağmen her gece iç çamaşırları, hatta yatak çarşaflarını bile değiştirme ihtiyacı duyacak kadar terlemek lenfoma habercisi olabiliyor.
 
Yüksek ateş: Enfeksiyon veya başka bir nedeni olmadan, vücutta 38 dereceyi aşan ateş durumunda lenfomaya karşı dikkatli olmak gerekiyor. Lenfomada ateş dalgalı bir özellik sergiliyor, örneğin birkaç gün normal seviyede iken birkaç gün yükseliyor, ardından yeniden normale dönüyor. Döngü bu şekilde devam ediyor. Ancak ateş döngüsü her zaman bu şekilde olmayabiliyor.
 
Halsizlik, yorgunluk: Sebebi bulunamayan halsizlik ve yorgunluk da lenfoma belirtisi olabiliyor.
 
Lenfoma çeşitleri nelerdir?
Lenfoma denildiğinde aklımıza tek bir kanser türü geliyor. Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, aslında lenfomanın çok fazla çeşidi olduğuna ve bunların her birinin neredeyse başka bir hastalıkmış gibi davranabildiklerine dikkat çekerek sözlerine şöyle devam ediyor: "Lenfoma öncelikle Hodgkin ve Hodgkin dışı olmak üzere 2 ana gruba ayrılıyor. Hodgkin dışı lenfoma da temelde; çok hızlı, orta hızda veya çok yavaş ilerleyen olmak üzere 3 ana gruba ayrılıyor. Dolayısıyla bazı tür lenfomalar agresif seyirli oldukları için tedaviye bir an önce başlanması gerekirken, bazı lenfomalar ise çok yavaş seyirli olmaları nedeniyle ilaç tedavisine ihtiyaç duyulmadan yıllarca takip etmek yeterli gelebiliyor."
 
Lenfoma nedeni nedir?
Genellikle boyun, koltuk altı ve kasıklarda oluşsa da kanın ulaştığı her yerde görülebilen lenf tümörlerinin büyük çoğunluğunun nedeni tespit edilemiyor. Yaş, risk faktörleri arasında önemli bir yer oluşturuyor. Çoğunlukla 60 yaş üstünde görülse de her yaşta ortaya çıkabiliyor. Kimi lenfoma alt türleri de genç yaşlarda gelişebiliyor. Ailesinde lenfoma öyküsü olanların birinci derecede akrabalarında da lenfoma sıklığı topluma göre biraz daha fazla görülüyor. Başka kanserler nedeniyle kemoterapi alan veya kimyasal maddelere maruz kalanlarda, benzen, tarım ilaçları kullananlarda, radyasyona maruz kalanlarda, bağışıklık sistemi çeşitli nedenlerle zayıflamış kişilerde, AIDS, Epstein Barr, hepatit C gibi kimi viral enfeksiyonu olanlarda da risk artıyor.
 
Lenfoma tedavisi nasıldır?
Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner, günümüzde nadiren görülen bazı türleri dışında lenfomanın artık tedavi edilebilir hastalıklar arasında yer aldığına dikkat çekiyor. Prof. Dr. Mustafa Çetiner lenfomanın 2000'li yıllara kadar sadece kemoterapi ile tedavi edilebilen bir kanser türü iken günümüzde hedefe yönelik akıllı ilaçların tedavide çığır açtıklarını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: "Bugün artık kemoterapi dışında, hedefe yönelik akıllı moleküllerin keşfiyle tedavinin seyri tamamen değişti. Bu yeni yöntemler sayesinde lenfomanın tedavisinde ciddi başarılar sağlanabiliyor. Lenfomaların önemli bir bölümünde hastaya son derece tatmin edici bir yaşam süresi ve gündelik aktivitelerini tamamen yapabilecek bir ortam oluşturma şansına sahip olabiliyoruz. Eskiden hiçbir şey yapamadığımız agresif seyirli olan türlerinde bile hastalığı kontrol altında tutabiliyoruz."
 
Lenfoma tedavisinde temel olarak kemoterapinin ise halen önemli bir yer tuttuğunu belirten Hematoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Çetiner şu bilgileri veriyor: "Bunun yanı sıra lenfoma hücrelerini üzerinde taşıdıkları işaretlerden tanıyan ve seçici olarak o hücrelere bağlanarak onları yok eden ilaçlar var. Bu ilaçlarla yapılan tedaviye "immünoterapi" ismi veriliyor. Üçüncü olarak hücre içi sinyal iletimlerini bozan ve hücrelerin gelişimini bu yolla engelleyen yeni tedaviler de mevcut. Bu tedavilerin büyük çoğunluğunu ağızdan alınan ilaçlar oluşturuyor. Bu grup ilaçlara "hedefe yönelik ilaçlar" deniyor. Bu 3 ana grup dışında radyoterapi de elimizdeki çok önemli bir silah ve hastalığın tedavisinde önemli bir rol oynuyor. Özellikle radyoterapi yöntemlerinin gelişmesiyle bu tedavi seçeneği günümüzde daha çok kullanılır hale geldi."
 




3cb7bc7441b64a839ea717167d9da4c3

balın faydaları

Doğal bir enerji kaynağı olan balın faydaları...



Doğal bir enerji kaynağı olan balın faydaları...
Sağlığımız üzerindeki olumlu etkisi 1930'lu yıllardan bu yana bilinen bal, aynı zamanda etkili bir antioksidan…

 
Bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklara karşı bariyer oluşturmak için mutlaka tüketilmesi gerekiyor. 

 
Bağışıklık sistemini güçlendiren ve vücudumuzdaki zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olan antioksidanları tüketmeye büyük özen göstermemiz gerekiyor. Hasara uğramış hücreleri koruyan bu besinleri her gün bir öğünde de olsa tüketmeyi unutmamalısınız. Bunun için de antioksidan etkiye sahip A, C ve E vitaminleri içeren besinlerin bir listesini yaparak hayatınızı kolaylaştırabilirsiniz. Bu vitaminlerden faydalanabilmek için havuç, brokoli, kabak, Brüksel lahanası, yeşilbiber, karnabahar, maydanoz, ıspanak, roka, tere, turunçgiller, nar, elma, armut, kayısı, kivi gibi meyvelerin tüketilmesi gerekiyor. B ve C vitaminleriyle folik asidin, demir, magnezyum, potasyum, selenyum ve çinkonun antioksidan etkileri de sağlık için çok önemli. Bu yüzden bol miktarda balık ve omega-3 yağ asitleri açısından zengin (ceviz, keten tohumu, semizotu) besinler günlük beslenmede yer almalı. Yapılan çalışmalar bu konuda bal tüketiminin de önemli bir etkiye sahip olduğunu kanıtlıyor.

 
Çayı ballı için


Bal; yapısındaki tokoferol, askorbikasit, ?avonoidler ve diğer fenolik maddeler sayesinde antioksidatif bir etkiye sahip. Bu nedenle onu tüketmeyi bir alışkanlık haline getirmek sağlık adına geliştirilebilecek en olumlu alışkanlıklardan… Balı doğrudan tüketebileceğiniz gibi yine içeriğindeki polifenoller sayesinde güçlü bir antioksidan olan çay ile de kullanabilirsiniz. İstanbul Teknik Üniversitesi'nin yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, çaya tatlandırmak için bal ilave edilmesi, fenolik içeriğin ve antioksidan kapasitesinin belirgin şekilde artmasını sağlıyor. Ayrıca balın süt ve süt ürünleri ile karıştırılması öksürük ve boğaz hastalıklarına karşı bilinen en eski korunma yöntemlerinden biri. 

 
Doğal bir enerji kaynağı olan bal, pek çok yaşamsal faktör de içeriyor. Özellikle çocuklar için… Sütü tatlandırmak amacıyla bal kullanılması çocukların hem bal hem de süt tüketimini kolaylaştırıyor. Çocuklara sadece süt yerine ballı süt içirilmesinin kansızlığı ve kabızlığı önlüyor, ayrıca sindirimi de kolaylaştırıyor. İsviçreli doktorlar; distropi, sinir sistemi ve akciğerlerle ilgili sorunu olan çocuklar için sütün özellikle balla tüketilmesini tavsiye ediyorlar. Ancak balın mineral içeriğinden daha fazla yararlanabilmeleri için çocuklara sütün haricinde de tek olarak da bal verilmeli. Bal tüketen çocukların büyüme ve gelişme hızlarının daha çabuk gerçekleştiği de tıbbi bir gerçek. Ancak bir yaşından küçük bebeklerde bağırsak mikro ?oras yeterince gelişmediğinden bal, besin zehirlenmesine neden olabiliyor ve tavsiye edilmiyor. Bir yaşından büyük çocuklarda ise balın sağlık üzerine etkilerinden bahsedebilmek için her gün kilo başına ortalama bir gram bal tüketimi gerekiyor. (Örneğin; 20 kg. olan bir çocuk günde 20 gr. yani yaklaşık bir buçuk yemek kaşığı ya da üç tatlı kaşığı bal tüketmeli.)




224045da233f4cba945801fb13f3388a

17 Eylül 2020 Perşembe

Vajina sağlığı için neler yapılmalı?

Daha mutlu ve sağlıklı bir vajina için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?



Daha mutlu ve sağlıklı bir vajina için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?
Vajina sağlığı, çeşitli hastalıklara karşı korunmak için önemli olduğu gibi, daha iyi bir cinsellik için de oldukça önemli. Ancak ne yazık ki bilmeden sahip olduğumuz bazı alışkanlıklar ve tabular, vajinanın doğal dengesini bozacak ve yaşantımızı olumsuz etkileyecek sonuçlara neden olabiliyor.
 
Uzmanlar yaygın olarak yapılan 3 yanlışa karşı uyarıyor:
 
1- Vajinal kuruluğa rağmen seks yapmayın
Vajina, doğası gereği nemli bir organdır. Cinsel olarak uyarıldığımızda ise daha fazla sıvı salgılayarak kaygan bir hale gelir. Ancak bazen, çeşitli nedenlerden ötürü vajina yeterince ıslanmaz ve kayganlaşmaz. Böyle bir durumda vajinaya penisin (ya da başka bir şeyin) girmesi, kanalın tahriş olmasına neden olarak acıya ve hatta kanamaya neden olabilir veya cinsel ilişkinin başında yeterince kaygan olan bir vajina, penetrasyon devam ettikçe kuruyabilir ve bu durumda da ilişki rahatsız edici hale gelebilir.
 
Cinsel ilişki sırasında kayganlaştırıcı kullanmak ne yazık ki yeterince yaygın değil. Vajinal kuruluğun cinsel yetersizlik olarak görülmemesi, ihtiyaç duyulduğunda kullanılması için uygun bir kayganlaştırıcının hazır bulundurulması her halükarda sağlıklı bir tercih olacaktır. Kadınların seks sırasında ihtiyaçlarını dile getirmesi, rahatsız oldukları durumlarda ilişkiye devam etmek zorunda hissetmemeleri de çeşitli tabular nedeniyle yaşanılan sıkıntıların ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Vajinanın pH dengesini bozmayacak doğru bir ürün kullanmak için jinekoloğunuza danışabilir ve size uygun bir ürün önermesini isteyebilirsiniz
 

 
2- Vajinanızın çiçek gibi kokması gerekmez!
Sağlıklı bir vajina doğal yapısı gereği asidiktir ve normal vücut sıvıları gibi kokar. Dr. Mary Jane Minkin, vajinanın sterilize edilmemesi gerektiğini söyleyerek uyarıyor: "Vajinada iyi bakteriler bulunur ve bölgenin fazlaca temizlenmesi bu iyi bakterilerin yok olmasına neden olabilir. Eğer vajinada zararlı bakteriler üremişse, bunların doğru ilaçlar veya antibiyotikler ile tedavi edilmesi gerekir. Vücuttaki en hassas doku, vulvovajinal dokulardır ve bu bölgenin temizliği yapılırken çok dikkatli olunmalıdır."
 
Genital bölge temizliği yapılırken yalnızca vulvanın (dış bölgenin) silinerek veya sadece suyla temizlenmesi yeterlidir. Vajinal duşların ve vajina kanalının içine nüfuz edecek şekilde sabun veya farklı ürünlerin kullanılmaması gerekir. Islak mendil ve benzeri kokulu ürünler de aynı şekilde doğal dokuyu bozabilir.
 
3- Mantar oluşmasını beklemeden önlem alın
Vajinal mantar enfeksiyonları en sık karşılaşılan kadın hastalıkları arasında. Genital bölgede kaşıntı, kızarıklık ve kötü kokulu yoğun vajinal akıntı gibi belirtilerle ortaya çıkan vajinal mantar, doğru şekilde müdahale edilmediğinde sürekli tekrarlayarak ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor.
 
Bu rahatsızlıklarla mücadele etmek için enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkmasını beklemeden koruyucu önlemler almak gerekir. Adet dönemi hijyenine dikkat etmek, ped/tampon veya menstrual kap kullanırken düzenli aralıklarla değiştirmek, bölgeyi kuru tutmak ve probiyotik besinler tüketmek de mantara karşı korunmak için önemli.
 




da2eaecff2504f2e828adaf3ff984ed1

Seksi sunucu Burcu Esmersoy

Hiç yaşlanmaya kadın Burcu Esmersoy...

Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


Seksi sunucu Burcu Esmersoy...


0caa7661449949d3a56b5742ae210952